AKSARAY ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU
VE
TEKNİKLERİ
NAZLI ÜNLÜ
140608062
KONU: ÇATIŞMA YÖNETİMİ
VİZE
ÇATIŞMA YÖNETİMİ
Etkin bir çatışma
yönetimi sadece liderler açısından değil, aslında bütün örgüt açısından önem
taşır. Sadece örgüt ortamında değil aslında insanoğlunun bulunduğu her ortamda
çatışma kaçınılmazdır. Neoklasik görüşün hakim olduğu bir örgütte çatışma
kaçınılmazdır. Ve çıkan tartışma ve çatışmalar bastırılmamalıdır. Onun yerine
bu çatışmayı işletmenin amaçlarına hizmet edecek şekilde yönetmek gerekir. İşte
bu arada liderin örgüt içinde davranış biçimi önem kazanmaktadır.(mevzuat
dergisi sayı:75 Mart 2004 ZEHRA TÜRK)
İnsanların etkileşim halinde olduğu her ortamda çatışma kaçınılmazdır. Bireyler
gruplar ve örgütler amaçlarını gerçekleştirmek için çalışırken sürekli bir
etkileşim içindedirler. Bu etkileşim içinde taraflar arasındaki ilişkilerde,
etkilerde uyuşmazlık ve tutarsızlıklar iki taraf arasında çatışmayı doğurur.
Uyuşmazlık ve tutarsızlıklar iki tarafların kıt kaynağı paylaşımı, ortak bir
eylem ve etkinlikte farklı değerlere tutumlara ve inançlara sahip olmalarından
kaynaklanabilir.
Çatışma bir çıkar güç ve statü çekişmesi olarak ta tanımlanabilir.
Çatışma bir ya da birden fazla toplumsal yada bireysel taraf aşağıdaki
durumlardan biriyle karşılaştığında ortaya çıkabilir.
v Bir birey ya da gruptan kendi ilgi,
ihtiyaç ve çıkarlara ters düşen bir etkinlikte bulunmasının istenmesi
v Başka bir birey ya da grubun
tercihlerinin uygulanmasını engelleyecek, onlara ters düşecek bir davranış
tercihinin olması. (çatışma yönetimi KARİP 2011 3.baskı)
Sosyal yaşamın her alanında farklılık, uyuşmazlıklara bağlı olarak kişiler
arasında çatışmaların yaşanması kaçınılmazdır. Toplumların küçük bir örneği
olan okullarda da çeşitli tür ve yapıda çatışma yaşanması doğaldır. Bununla
birlikte toplumun kültürel yaklaşımının bir yansıması olarak çatışmalar çoğu
kez örgütlerde olmaması gereken kötü, yıkıcı bir sosyal olgu olarak görülür.
Ancak, çağdaş örgüt yönetimi yaklaşımı örgütlerde çatışmaların varlığını
dinamikliğin ve yaşamın işareti olarak görür. Ve iyi yönetildiği takdir de
gelişme ve etkililiği sağlayacağını ön görür. (Özmen ve AKÜZÜM 2010 sosyal ve
beşeri bilimler dergisi)
Son yıllarda,
insan kaynakları ve performans arasındaki ilişki yoğun olarak tartışılan hayati
bir konudur. Bunu temel nedeni örgütlerde sürdürülebilir başarının sağlanması
için bireysel, grupsal ve kurumsal performansın yükseltilmesinin
gerekliliğidir. Bu çerçevede performans artışının odağında ise örgütteki
bireyler öne çıkmaktadır. Diğer bir deyişle örgütlerde yer alan bireylerin
performansındaki artış, grup ve kurum performansına da olumlu yansımaktadır.
Örgütler de kaçınılmaz ve hayati olan diğer bir konu ise çatışmadır. Çatışma
bireylerin performansını olumlu ya da olumsuz etkileyebilmektedir. Bu bağlamda,
örgütte ortaya çıkan çatışmaların pozitif bir sürece yöneltilmesi için
gerekmektedir. Aksi takdirde çatışma bireysel, grupsal ve kurumsal performansı
sarmal bir şekilde etkileyebilecektir. Bu bağlamda bu çalışmada örgütte yer
alan bireysel kapsamında performans artışı ya da azalışı çatışma odaklı olarak
tartışılmıştır. Tartışma çevresindeki birey performans arasındaki ilişki hem
yönetimsel hem bireysel hem de diğer olası nedenler çerçevesinde
değerlendirilmiştir. (iktisadi ve idari bilimler dergisi cilt:8 sayı:2 2007
Nezih Metin ÖZMUTAF )
FİNAL
Çatışmaların yönetimi dünyadaki her
bireyin bakış açısının, dünya görüşünün ihtiyaçlarının ve hedeflerinin farklı
olması nedeni ile kaçınılmaz olarak çatışma yaşamasıdır. Ancak çatışma
sürecinin olumsuz etkilerini en aza indirgemek mümkündür. Hepimizde var olan,
ancak varlığının farkında olmadığımız ya da farkında olduğumuz ancak
kullanmadığımız bazı temel becerilerimizi geliştirerek, bazı yöntemleri
uygulayarak çatışmaları iş birliklerine, olumsuz sonuçlarını ise kazanımlara
dönüştürebiliriz. Birkaç kişisel beceri, çatışma çözümleme yöntemi olarak
kişiye özgü diğer kişisel becerilerin kullanılmasını gerektirir. Özellikle
iletişim bozuklukları sık sık kişisel çatışmanın kaynağını oluşturur. Hem
iletişim berraklığının sağlanması için dinleme becerilerinin kullanılması,
iletişim sürecindeki eksikliklerin giderilmesine yardımcı olur. Son olarak,
çatışmaların çözümlenmesi ile yakından ilişkili bir yöntem de ikna yöntemidir.
Çatışmayı etkin biçimde yönetmek için,
çatışmaya giren taraflar kadar bizzat kendinizi de tanımanız, çatışmaya yol
açan durumu kavramanız ve kendi seçeneklerinizin bilincinde olmanız
gerekmektedir. *üstesinden gelmek istediğiniz çatışmaları seçmekte sağ duylu
olun. Her çatışma önem vermenizi gerektirmez. Bazıları çaba göstermeye değmez;
bazıları da çözümlenebilir nitelikte olmaz. Bir çatışma durumunu seçecek
olursanız, zaman harcayarak oyuncuları tanımanız önemlidir. Her taraf hangi
çıkarları temsil ediyor? Her oyuncunun değerleri kişiliği, duyguları ve
kaynakları neler? Bir anlaşmazlığı yönetirken, çatışma durumuna çalışan
tarafların gözüyle bakabildiğiniz ölçüde başarı şansınız büyük ölçüde artar.
Çatışmalar hiç yoktan çıkmaz. Bir çatışmayı çözümleme yaklaşımınız büyük ölçüde
söz konusu çatışmanın nedenlerine göre belirlendiği için, çatışmanın kaynağını
tespit etmeniz gerekmektedir. Çatışmaların değişik nedenleri olduğu
araştırmalarda görüldüğü üzere, bunlar genel olarak üç kategoriye ayrılırlar:
v Semantik (anlam bilim)güçlükleri
v Yanlış anlamalar ve iletişim kanallarındaki gürültüden
Kaynaklanan çatışmalardır. Çatışmada; kaçınma,
boyun eğme, zorlama, uzlaşma ve işbirliği olmak üzere çatışma çözme yöntemleri
vardır. Kaçınma, çatışma konusu önemsiz olduğunda, duygular doruk noktasına
çıktığında ve bunları yatıştırmak için zaman gerektirdiğinde veya ortaya
çıkmasının yol açabileceği potansiyel kopuş çözümünün getireceği yararların
üstüne çıktığında kaçınma daha iyi bir yöntemdir.
Boyun eğmenin amacı, başka birisinin
gereksinim ve ilgilerini kendi izindekilerin önüne koyarak uyumlu bir ilişkinin
devam ettirilmesidir. Zorlamada, karşı tarafın zararına da olsa kendi
gereksinimlerinizin karşılanması girişiminde bulunursunuz. Uzlaşma stratejisi,
her tarafın bazı değerlerinden vazgeçmesini gerektirir. İşbirliği, nihai olarak
her iki tarafın kazanması yönündeki çözümdür. Çatışmada bakmanız gereken şey
hedeflerinizdir. En iyi çözüm, sizin en iyi’yi nasıl tanımladığınız ile
yakından ilişkilidir. Stratejiler ile ilgili tartışmamızda üç hedef öne
çıkıyor: çatışma konusunun önemi, uzun süreli kişisel ilişki sürdürme kaygısı
ve anlaşmazlığı çözmek için gereksinim duyduğunuz hız. Çatışmanın kaynağını
irdelememiz gerekir. Neyin en iyi olduğu büyük ölçüde çatışmanın nedenine
bağlıdır. İletişim esaslı çatışmalar, yanlış bilgilenme ve yanlış anlama
çevriminde döner. bu nevi çatışmalar, işbirliğine uygundur. Buna karşılık, kişisel
farklılıklara dayalı çatışmalar, tarafların değerleri ve kişilikleri arasındaki
farklardan kaynaklanır. Bu çatışmalar, kaçınmaya karşı çok hassastır. Çünkü bu
farklılıklar açısından kök salmış çatışmaları çözümlerken, çoğu kez tarafları
yatıştırmak için değil, işe yaradığı için zorlama yöntemine başvurur.
(http:// www.tavsiyeediyorum.com) (PSK. İLKTEN
ÇETİN)
Günümüzde çatışmanın örgütsel bir
gerçek olduğu ve çatışma yönetiminin örgütün işleyişine önemli katkılar
sağlayabileceği yönündeki genel akademik kabul artık iş hayatında da yankı
bulmaktadır. Kişisel bilgi, beceri, tecrübe ve değerlendirme ayrılıklarından
kaynaklanan algılama ve uygulama farklılıkları karar alırken, problem çözerken
ve her türlü faaliyeti icra ederken çalışanların fikir çeşitliliğine ve ortak
tercihler üzerinde hemfikir olmada güçlüklere maruz kalmalarına yol açmaktadır.
Kişisel çıkarlarla doğrudan bağı olmayan bu
tür zihinsel görüş ayrılıklarının sebep
olduğu işlevsel çatışmanın örgüt içinde dinamizmi artırıcı bir etki olduğu ve
genelde çatışma yokluğunun ise uyumlu bir ortamın varlığına delalet ediyor gibi
görünmekle beraber aynı zamanda mevcut problemlerin üzerini örttüğü görüşü
yaptığımız anket çalışması sonucunda iş hayatında da yaygınlaşan bir kanı
olarak ortaya çıkmıştır. Bu tür bir çatışma özellikle genel yönetim
işlevlerinden karar alma ve planlama işlevindeki etkinliği ve verimliliği
artıracaktır
Bunun yanı sıra ön plana çıkan bir
başka çatışma sebebi iletişim eksikliğidir. İletişim eksikliği beraberinde
kaçınılmaz olarak iletişim bozukluluğunu da getirecek ve örgütün bir
bölümündeki böyle bir bozukluk tamamına sirayet ederek zincirleme çatışmalara
yol açacaktır. (www.çatışmamakaleleri.com)
(ADNAN CEYLAN - ERCAN ERGÜN - LÜTFİKAN ALPKAN)
Günlük yaşantımızda sık kullandığımız
ve karşılaştığımız “çatışma” terimi, genel anlamda anlaşmazlık, uyumsuzluk,
sıkıntı, stres, düşmanlık ve kaygı gibi olumsuz duygu ve davranışları ifade
etmektedir. Bunun temel nedeni insanların çatışma ile geçmişte yaşamış
oldukları acı dolu tecrübeleridir. İnsanlar genellikle çatışmalardan kaçarak ya
da karşı tarafın duygu ve davranışlarına hücum ederek çatışmalara tepki
gösterirler. Çatışma sırasında ve neticesinde ortaya yıkıcı sonuçlar
çıkabilmektedir. Bu nedenle, çatışma genel anlamda olumsuzluklara ve olumsuz
sonuçlara sebep olan bir kavram olarak ortaya çıkmaktadır.
Diğer taraftan çatışmaların etkin bir
şekilde yönetildikleri takdirde yıkıcı ve olumsuz sonuçlara neden olmaktan çok,
örgütlerin etkinliği ve verimliliği üzerinde olumlu etkileri olacaktır.
Bu çalışmada, yapıcı çatışmanın örgüt
için bir güç ve yaratıcılık kaynağı, örgütün etkinliği ve verimliliği için
kaçınılmaz bir gerçek olduğu ve etkin bir şekilde yönetilmesi gerekliliği
önemle vurgulanarak, örgütte optimal çatışma düzeyinin sağlayabilmesi için
örgüt içinde yaşanan yüksek yada düşük düzeyli çatışmalara yöneticiler tarafından
yapılabilecek müdahale stratejileri üzerinde durulmaktadır. (D.E.Ü.İİBF dergisi
cilt:13 sayı:2 1998)
(ALİ DENİZ AKKİRMAN)
İnsanların olduğu her
alanda çatışma vardır. Örgütlerde, işletmelerde hatta okullarda bile çatışma
vardır. Bu çatışma özellikle işletmelerde işletmenin yararına kullanmak
gerekir. İşletme liderinin bu konuda eğitimli ve çatışmayı işletmenin yararına
kullanmayı bilmelidir.
Çatışma
bir güç, çıkar ve statü meselesi olarak da tanımlanabilir. İki kişi arasında
yaşanan münakaşa da çatışmaya dönüşebilir. Bunun önlenmesi biraz zordur. Bunun
çatışma olarak devam etmesini durdurabilmek için çatışma alanının rekabet
alanına dönüştürülmesi gerekir. Çatışma alanı rekabete dönüşmez ise bireylerin
performansları olumsuz yönde etkilenir. Rekabete dönüşen çatışma ise bireylerin
performansını artırır ve verimlilik sağlar. Bunun sonucunda işletmeler kar
sağlar. Aslında çatışma düşünüldüğü kadar kötü bir durum değildir. Ama tabi ki
önemli olan çatışmayı yönetebilmektir. Doğru yönetildiği zaman verim sağlar.
1)MEVZUAT DERGİSİ
SAYI:75 MART 2004 (ZEHRA TÜRK)
2)ÇATIŞMA
YÖNETİMİ 3.BASKI 2011 (DOÇ. DR. EMİN KARİP)
3)BEŞERİ VE
SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ FIRAT ÜNİVERSİTESİ (FATMA ÖZMEN – CEMAL AKÜZÜM)
4)İKTİSADİ İDARİ
BİLİMLER DERGİSİ CİLT:8 SAYI:2 2007 (NEZİH METİN ÖZMUTAF)
5)http:// www.tavsiyeediyorum.com (PSK. İLKTEN ÇETİN)
6)D.E.Ü İİBF
DERGİSİ CİLT:13 SAYI:2 1998 (ALİ DENİZ AKKİRMAN)
7) www.çatışmamakaleleri.com.tr (ADNAN CEYLAN- ERCAN ERGÜN- LÜTFİHAK ALPKAN)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder