

SÖZSÜZ
İLETİŞİM
ÖMER İN
140608061
BÜRO
YÖNETİMİ VE YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI N.Ö
ÖZET
Sözsüz iletişim günümüz hayatımızda
bilerek ya da bilmeden el-ayak-baş gibi vücut hareketleriyle hareket etmektir.
Bir arkadaşımızı gördüğümüz zaman elimizi kaldırarak ya da elimi sallayarak
selam veriyoruz. Bu sözsüz iletişime uygun bir harekettir. Derste
sıkıldığımızda ayağımızı sallayarak veya saçımızla oynayarak sıkıldığımızı
belli ediyoruz. Uzun süre veya belli bir süre bir arkadaşımızı ya da yakınımızı
gördüğümüzde yüzümüzün gülmesiyle karşı tarafa sevindiğimizi belli ederek
sözsüz bir şekilde ifade ediyoruz.
Yani sözsüz iletişim ile ilgili;
duyguları, düşünceleri ifade etmede başvurulan, konuşulan ve yazılan
kelimelerin dışında kalan tüm vücut hareketlerini, susma ve sesin tonu gibi
özellikleri, seçilen aksesuarları ve bunların model ve renklerini, mekân
kullanımını ve kişiler arasında tutulan mesafe ile ilgili tüm uygulamaları
içeren bir iletişim türü şeklinde yapılabilmektedir.
SÖZSÜZ İLETİŞİM
Sözsüz iletişim, iletişimin en temel türlerinden birisidir.
İnsanlar, birbirlerinin gözlerine bakmaları ya da kaçırmalarıyla, giyimleri,
duruşları, oturuş biçimleri, aralarına koydukları fiziksek uzaklık gibi görsel
simgelerle, birbirleri hakkında sezgisel bilgi edinerek, sözcüklere başvurmadan
iletişim kurabilirler. İletişimin, etkili ve özellikle inandırıcı olmasında,
duyguların payı çok büyüktür. İnsanın düşüncelerini, bilgilerini iletmede en
temel araç olan konuşma dili yani sözlü iletişim, duyguların, heyecanların,
coşkuların iletilmesinde çoğu kez yetersiz kalır. Bu nedenle, konuşurken
duygularımızı, heyecanlarımızı ifade edecek mimiklere, el kol hare ketlerine
farkında olmadan başvururuz.
Kişiler arası iletişimde ses tonu, araya konan fiziksel
uzaklık, giyim kuşam özellikleri, takılar, rozetler, aksesuarlar, bedenin
duruşu, bulunulan yer gibi sözsüz iletişim değeri taşıyan her simge, kişilerin
kendilerine ve ilişkilerine ilişkin bir fikir verir. Kişiler arası ilişkilerde
ilk izlenim, kişilerin ilk bakışta, daha birbirlerine hiç bir şey söylemeden
birbirleri hakkında yargıya varmaları, sözsüz iletişim ile ger çekleşir. Sözsüz
iletişim, daha önce birbirini tanımayan kişilerin birbirleri hakkın da karar
vermelerine neden olabileceği gibi, birbirini tanıyan kişilere de karşılıklı
olarak ilişkilerinin yönü ve niteliği hakkında bilgi verir ve iletişimlerini,
davranışlarını etkiler. Örneğin, bizimle iş ortamında son derece samimi dostça
ilişkiler kuran amirimizin, iş ortamı dışında, soğuk davranması, gözlerini
kaçırması, sırtını dönmesi, bizim amirimizle ilişkili düşüncelerimizi derinden
etkiler. Diğer yandan amirin, iletişim ortamlarının özelliklerine göre bizlerle
ilişkilerini nasıl belirlediğine ilişkin de bir fikir verir.
Sözsüz iletişim, bizlere sözlü iletişim mesajlarının
yorumlanmasında da ipuçları sağlayarak, yardımcı olur. Bilindiği gibi aynı
sözlerin, değişik ses tonlarıyla söylenmesi ya da kişinin gözüne bakarak,
gülümseyerek söylenmesi arasında anlam farklılığı vardır. Diğer yandan, sözlü
iletişim mesajlarıyla, sözsüz iletişim mesajları arasında genellikle bir
tutarlılıktan da söz edilmesi gerekir. Tek bir sözsüz iletişim işaretini,
iletişimin gerçekleştiği ortamın koşullarından soyutlayarak değerlendirmek son
derece yanlış sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, bir sözsüz iletişim mesajını
anlamlandırmada, iletişimin gerçekleştiği ortam koşullarını ve diğer sözlü ve
sözsüz mesajları birlikte, dikkatlice değerlendirmek gerekir.
Genellikle sözsüz iletişim, sözlü iletişim mesajlarından daha
güvenilir bulunur. Bazı durumlarda insanlar, gerçek duygu ve düşüncelerini dile
getirmezler ya da getiremezler. Söyledikleri, söylemek istediklerinden farklı
olabilir. İşte bu durum da, sözsüz iletişim, kişinin gerçekte ne söylediğini ya
da söylemek istediğini anlamada güvenilir bir kaynak olarak devreye girer.
Sözsüz iletişim, hem kişiler arası hem de kişinin kendisiyle olan iletişiminde
önemli rol oynamaktadır. Kişiler arası iletişimde, kişilerin birbirini gördüğü
veya en azından birinin diğerini gördüğü iletişimde sözsüz mesajların
varlığından söz edebiliriz. Fakat mesajın olması mutlaka, söz konusu mesajların
karşılıklı olarak alınıp anlamlandırıldığı sonucunu doğurmaz. Sözsüz iletişim
simgeleri, genel olarak aynı kültürel ve toplumsal ortamı paylaşan kişiler
tarafından ortak ya da ortak olmayabilir. Ortak kodları olan örneğin evet ve
hayır, onaylama veya onaylamama anlamlarına gelen baş sallama gibi söz süz
iletişim simgeleri, herkes tarafından aynı anlama geldiği için ortak bir dile
sahiptir. Ortak simgeleri olmayan örneğin bacak bacak üstüne atma, kolları
kavuşturma, başını öne eğme, göz kırpma, göz göze gelmekten kaçınma gibi sözsüz
iletişim simgeleri ise ortak bir dil oluşturmadıkları için sözsüz iletişim
anlam paylaşımına yol açamayacağı için iletişim gerçekleşmeyebilir. Bu nedenle
sözsüz iletişim sembolleri, kültürden kültüre olduğu kadar, aynı kültür içinde
yaşayan kişilere göre de değişiklik gösterebildiği için bilinen anlamda güçlü
bir dil karakteri özelliği taşımaz.
Sözsüz iletişimin toplumsal ilişkilerdeki işlevlerini şu
şekilde sıralayarak açıklayabiliriz:
- Kimlik tanımlama: Kişinin giydiği, yediği, içtiği gibi
şeylerden yola çıkarak kişilere ilişkin kimlik belirleme olanağı sağlar.
- Duygusal işlev: Ses tonu, yüz ifadesi, el hareketleri gibi
neyin nasıl iletildiğiyle ilgili olarak, duyguların iletişiminin
gerçekleşmesine yardımcı olur.
- Güç ve statü işlevi: Kişilerin, toplumsal ve kurumsal
olarak sahip oldukları güç ve statü hakkında başkalarına bilgi verir.
- Düzenleme işlevi: Sözsüz iletişim karşılıklı olarak paylaşılan
sözsüz semboller yoluyla iletişimin akışında düzenleyici etkiye sahiptir.
Örneğin yanıtlama, onaylama gibi mesajlar, baş sallama, bakış, el hareketleri
ile karşılıklı konuşmanın düzenlenmesine yardımcı olurlar.
- Tamamlama işlevi: Sözsüz iletişim, sözel mesajları
tamamlamak için de kullanılabilir. Örneğin, sözel olarak “hayır” derken yapılan
yanlara doğru sallanan baş hareketi, üzerinde durulan konu ya da olay
hakkındaki düşünüşü vurgular. Benzer bir örnek olarak, “avladığım balık tam bir
metreydi” şeklin de sözel olarak ifade edilen bir olayın, balığın büyüklüğünü
vurgulamak üzere kolları açarak gösterilmesidir. Bu ve benzeri sözsüz
desteklemeler, sözsüz iletişimin sözel iletişimi zenginleştirdiği, iletişime
daha derin bir boyut kazandırdığı iki iletişim türü arasındaki tamamlama
ilişkisini oluşturur.
- Vurgulama işlevi: Yazılı olarak ifade edilen düşünceler
arasında en önemli olanın altı nasıl çiziliyorsa, sözsüz davranışlar da sözel
mesajların vurgulanmasında kullanılır. Vurgulama ilişkisinde, sözsüz olan mesaj
sözel olanın üzerinde durulmasını istediği noktaları destekleyici bir görev
üstlenir. İletişim kurulmak istenen kişinin kolunun sert bir şekilde
kavranarak, “seninle konuşurken yüzüme bak” denilmesi, sözel olarak ifade
edilen mesajların, sözsüz işaretlerle desteklenmesine bir örnek
oluşturmaktadır.
- Çatışma işlevi: Kişilerin beden dili bazen sözel
mesajlarıyla çelişki yaratabilir. Örneğin, yoğun bir iş ortamında kendisiyle
görüşmek isteyen çalışanına, onunla görüşebileceğini söylerken aynı zamanda
saatine baktığında ve önünde yığılmış işleriyle ilgilendiğinde, sözlü ve sözsüz
mesajlar arasında bir çatışma yaşanmaktadır. Mesajın alıcısı olarak, böyle bir
durumda atılma sı gereken en uygun adım, mesajların sözsüz iletişim bakışı
açısı tarafından değerlendirilmesidir. Sözsüz iletişim ipuçları çoğunlukla
sözlü iletişim ipuçlarından daha az yanıltıcıdır.
- Dikkat çekmek için vurgulamayı sağlama. Örneğin masaya
vurma, sesini birden yükseltme gibi.
- Sözün yerini alma: Sözlü bir anlatımın sözsüz olarak gerçekleşmesi.
Örneğin evet anlamında baş sallama gibi.
Beden Dili
Beden dili, insanların ilk anlaşma aracı ve ilk dili
olmuştur. Beden varlığımızın dünyaya açılışıdır. Biz kendimizi ve başkalarını
ancak kendi bedenimizle algılaya biliriz
Gövde: Göğüs merkezi,
kendimiz ve çevremizdekiler hakkında ne düşündüğümüzü açıkça ortaya koyan en
önemli ve güvenilir beden göstergesidir. Göğüs merkezi açık, kapalı veya uysal
olabilir. Ayakta durarak ve yüzümüzü dönerek iletişimde bulunduğumuz kişiye karşı
açık bir merkez oluştururuz
Baş: Bir çubuğun kulaklarınızdan geçtiğini, diğerinin de
tepenizden girip çenenizin altından çıktığını varsayın. Bu durumda başınız, ilk
çubuk etrafında öne ar kaya, ikinci çubuk etrafında ise sağa sola döner.
Kulaklardan geçen çubuk sizin benlik çizginiz, tepeden giren çubuk da
‘başkaları ‘çizginizdir. Bu eksenler üzerin de baş, dört temel durum alabilir.
Eğer baş benlik çizgisi üzerinde yukarı doğru döndürülmüşse, üstünlük gösterir.
Eğer başınız aynı eksen üzerinde öne eğiliyorsa, tavrınız uysallık ya da boyun
eğmedir. Başınız “başkaları” çizgisi ekseninde birine dönükse, anlaşma
duygusunu yansıtırsınız. Başınız iletişim kurma durumunda olduğunuz kişiden
başka yana döndüğünde ise bu bir anlaşmazlık işaretidir.
Yüz İfadeleri: Yüzümüz, bedenimizin en anlamlı yeridir. Yüz
kaslarının anlatım amaçlı kullanımı mimikleri oluşturur. Alın, fiziksel ve
duygusal ifadelerin en iyi göstergelerindendir. Alnın kırıştırılması, diğer yüz
özellikleriyle birlikte okunduğunda şaşkınlık, derin düşünce, gerilim, endişe,
korku veya ilgi belirtir. Geniş bir alın, ciddiyet ve olgunluk işaretidir.
Küçük bir alın veya saçla gizlenmiş bir alın da ha genç ve teklifsiz bir
görünüm verir.
Eller ve Kollar: Eller, insanın kendisini ifadesinde en
duyarlı ve etkili organdır. Kolların hareketi özel bir önem taşır. Bu hareket
göğsü öne çıkartan, insanı hare kete geçiren aktif bir duygusal enerjiyi
yansıtır. Duygusal açıdan açık insanlar karşılarındaki kişilerden kendilerine
yansıyan duygu ve düşünceleri kabul etmeye hazır olarak doğal ve kendilerine
güven içinde kollarını bedenlerinden hareket ettirirler. Topluluk önüne çıkan
bir politikacı, kollarını açar ve bu yolla topluluğu etkilemeye çalışır. Böyle
bir konuşma sırasında ellerin havaya kaldırılması, yumruk yapılması başarıyı,
gücü ve mücadeleyi hissettirdiği için, topluluğu heyecanlandırır ve olumlu etki
yapar.
Bacaklar: Bacakları açarak durmak erkeksi bir mesajdır.
Bacakların otururken diz kapaklarından kırılarak geri çekilmesi, ayakların
oturduğumuz sandalye ya da koltuğun altında tutulması, kişinin bulunduğu
ortamdan çok hoşnut olmadığını gösterir. Diğer yandan ayağın sandalyenin
kenarına takılarak oturma da, o kişinin bulunduğu ortam ve kişiler nedeniyle
gergin olduğunu anlatır. Ayakların sandalyeden ileri uzatılması ise memnuniyet
ifadesidir.
Temas: Yapılan araştırmalar dokunmanın, sıcakkanlı ve memeli
bütün canlıları rahatlattığını saptamıştır. İnsanların birbirine temas etmesi,
güven verir. Üst düzey yöneticilerin, astlarının ellerini sıkmaları, kollarını
tutmaları, astların kendilerini önemli görmelerine neden olur.
Ses Tonu
Sözlü iletişim “dil ve dil ötesi” olmak üzere iki alt sınıfa
ayrılmaktadır. Dil-ötesi iletişim, sesin niteliği ile ilgilidir; ses tonu,
sesin hızı, şiddeti, hangi sözcüklerin vurgulandığı, duraklamalar ve benzeri
özellikler, dil-ötesi iletişim sayılır. Karşımızdaki kişinin sözlerini
seslendirme tarzı, söylenen sözün anlamını büyük ölçü de etkilemektedir.
Çoğu zaman, nasıl söylediğimiz, ne söylediğimizden çok daha
önemli olabilmektedir. Araştırmalar, insanların günlük yaşamlarında
birbirlerinin ne söylediklerinden çok, nasıl söylediklerine dikkat ettiklerini
göstermektedir. Nasıl söylendiği, sesin niteliği ile ilgilidir; ses tonu, sesin
hızı, şiddeti, hangi sözcüklerin vurgulandığı, duraklamalar ve benzeri
özelliklerle gerçekleşir. Örneğin ses tonları kendi için de yumuşak-inandırıcı,
kızgın-sert, sıcak-sempatik, soğuk-kayıtsız sesler olarak gruplanır. Konuşurken
sesimize bu dört tondan birisini verebiliriz. Bu ses tonlarının her birinin
etkisi farklıdır. Örneğin; yumuşak-inandırıcı ses, insanları yatıştırır,
sahibine saygınlık kazandırır. Kızgın-sert ses, insanları daha da kızdırır.
Sorunları içinden çıkılmaz hale getirir, bir anlaşmaya varma olanağını azaltır.
Sıcak-sempatik ses ise yardım arzusunu gösterir, güven verir, işbirliğini
özendirir. Soğuk-kayıtsız ses, lütfediyormuş gibi bir duygu uyandırır, çok
meşgulmüş izlenimi verir, ilgisizlik gösterir, düşmanlık uyandırır.
Susma
Sessizlik ya da susma, insanları sıkıntıya sokan bir olgudur.
Örneğin, karı koca arasında yaşanan tartışmadan sonra yaşanan sessizlik,
gerginliği daha da artırır. Ya da haklı olduğunu düşündüğü konuda
karşısındakiyle tartışmak istemeyen kişinin susması kişiyi daha da çileden
çıkarabilir. “Susma bir şeyler söyle” gibi cümlecikleri zaman zaman hepimiz
söylemişizdir.
Susma rastlantısal değildir. Her susmanın iletişimde değişik
yorumlara ve sonuçlara yol açabilecek kendine özgü anlamı vardır. Bazen kızgın
olduğumuz için dişlerimizi sıkarak, bazen karşımızdakinin sözleri ilgimizi
çektiği için dikkatle dinlemek için, bazen sıkıldığımız için susarız. Bazen de
anlatılan konuyla ilgili bazı noktaları anlamadığımız için sessiz kalırız. Bazı
durumlarda suskunluğumuz, konuşan kişiyi onaylamadığımız, bazı durumlarda da onayladığımız
anlamına gelir. Bazen söylenecek söz bulamadığımız için sessiz kalır,
sıkılırız, bazen de konuşmaya bile gerek kalmadan karşımızdaki kişiyle
sessizce, susarak gözlerimizle anlaşırız.
Fiziksel Görünüş
Fiziksel görünüş, sözsüz iletişimin önemli bir unsurunu
oluşturmaktadır. Konuyu, çekicilik, vücut şekli, boy uzunluğu ve kişinin kokusu
ile kılık kıyafet şekli, başlıkları altında olarak incelemeye çalışacağız.
Çekicilik
Güzellik kültürden kültüre, kişiden kişiye değişen bir
kavramdır. Bu nedenle her kes için geçerli bir güzellik kavramı olamaz.
Çekicilik kavramı da kişiden kişiye değişen bir kavram olmasına karşın,
güzellik kavramı gibi sadece fiziksel güzelliği değil, ruh ve davranışlarla
bütünleşen bir güzelliği anlatması açısından daha zengin bir içeriği sahiptir.
Diğer yandan genel olarak güzellik, bayanlara ilişkin tanımlayıcı bir kavram
olmasına karşın, çekicilik erkekler için de kullanılan bir kavramdır. Son zamanlarda
erkekler için daha çok çekicilik kavramı yerine karizma kav ramının
kullanıldığını da belirtelim. Kabul etmeliyiz ki, çekici ya da karizmatik
bulduğumuz kişilerin çekimine hepimiz zaman zaman farkında bile olmadan
kapıldığımız olmuştur. Çekicilik, insanları gerçekten etkileyen, belirli bir
konuda ikna olmalarında çok önemli etkiye sahip sihirli bir özelliğe sahiptir.
Vücut Şekli
A. B. D. ‘inde geçmiş dönemlerde yapılmış bir araştırma uzun
boylu, iri yapılı er keklerin hemcinsleri tarafından güçlü, “bir şeyler
kanıtlamaya çalışan” kişiler olarak yorumlandığını, kısa boylu, ufak tefek
kişilerin ise sözlerini geçiremeyen kişiler olarak görüldüğünü ortaya
koymuştur. Bu sonuçları değerlendiren Amerikan Polis Teşkilatı polis
memurlarını işe alırken belirli bir ölçünün altında olmamalarını göz önünde
bulundurmaya başlamıştır.
Yakın dönemlerde boy uzunluğu ve başarı ilişkisi üzerine
yapılan araştırmalar kısa boylu olmanın olumsuz etkisini hayatın her alanında
göstermektedir. Örneğin, Amerikan toplumunda 1. 70 m’den uzun boya sahip bir
erkek olmak bir üstün lük olarak kabul edilmektedir. Birleşik Devletleri’nde
bir işe başvuran, aynı niteliklere sahip iki aday arasından daha uzun boylu
olanın işe uygun görülme oranının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Diğer yandan,
Amerikan toplumunda uzun boylu iş kadınlarının kendilerini daha kısa boylu
meslektaşlarına göre “hantal” ve “tehditkâr” olarak gördükleri saptanmıştır.
Koku
Duyular da iletişim üzerinde etkili olan etkenler
arasındadır. Bazı kokular ya da parfümler insanların hoşuna giderken, bazıları
ise itici olarak tanımlanır. Bazı tenlerin kokuları da çekici bulunabilir.
Fakat ter kokusu her zaman rahatsız edici bir etki yaratmaktadır.
Kılık Kıyafet (Giysiler)
Bir kişinin giyim tarzı -bunun yanında bayansa makyajı,
erkekse, tıraşı, gözlükleri, takıları belirli mesajların temel taşıyıcısıdır.
Bu unsurlar genel görünüş ya da nesnel iletişim olarak tanımlanmaktadır. İnsan
hakkındaki gerçeklerin ve önyargıların -daha yüksek oranda varsayımların temel
alınarak değerlendirilmeleri sonucunda izlenimler oluşmaktadır. Kişilerin
yargılarının çıkış noktasında yer alan önyargıların birçoğu görünüşe
dayanmaktadır. Giyim tarzı, saç modeli, kullanılan parfüm ve aksesuarlar, hepsi
bir arada yaratılmak istenen izlenimle yani imajla doğrudan bağlantılıdır.
Daha önce sizi hiç görmemiş ve tanımayan kişilerin bulunduğu
bir odaya girdiğinizde, bu kişiler sizin hakkınızda sadece kıyafetinize bakarak
aşağıda sıralanan 10 çıkarımda bulunabilirler:
1. Ekonomik durumunuz
2. Eğitim düzeyiniz
3. Güvenilirliğiniz
4. Sosyal konumunuz
5. Entelektüel düzeyiniz
6. Ekonomik geçmişiniz
7. Sosyal geçmişiniz
8. Kültürel temeliniz
9. Başarınız
10. Ahlaki değerler açısından karakteriniz
Sözsüz İletişim ve Olumlu İzlenim Gücümüzü Artırmada Bazı
Önemli Noktalar
- Gülümseme: Uygun zaman ve yerde içten bir gülümseme,
kendimize ve başkaları üzerinde son derece olumlu etki yaratır. Kişinin
özgüvenini yükseltir, başkalarına yönelik de yakınlık ve dostluk duyguları
yansıtır. Bu nedenle kendimizi ölçüsünü kaçırmamak koşuluyla gülümsemekten
kendimizi alıkoymamaya çalışmalıyız.
– Gözlerdeki Pırıltı: Gözlerimiz, bir mizah duygusu, enerji
ve coşku yansıtmalı.
– Yüz İfadesi: Kimi insanların dinlenirken bitkin bir yüz
ifadesi vardır. Kaşlar çatılır, ağız hafif aralanır, çene azıcık öne fırlar. Bu
görünüş mutlaka kızgın ya da canı sıkkın olduğunuz anlamına gelmez. Sadece
sanki öyleymiş gibi görünürsünüz. İnsanların çoğu yüz ifadeniz hakkında yorumda
bulunuyor ve “geçmiş ol sun”, “N’oldu? Bir şeyin mi var?” gibi sözler söylüyorsa
bunları dikkate almak gerekir. Yüzümüzün ifadesini değiştirmek için kaşlarımızı
kaldırmak ve gözlerimizi açmak yararlı olabilir.
– Duruş: Dik durarak, özgüvenimizi yükseltebilir, kendimize
inanan ve seven bir kişi duygusu veririz.
– Zindelik: Zinde ve iyi görünmek ve kendimize fiziksel
olarak özen göstermek hem kendi hem de başkaları üzerinde son derece olumlu
duyguların yansıtılmasına neden olur. Böyle bir zinde olma durumu, insanların
gözünde bu kişinin daha zor başka bir takım işlerin de üstesinden gelebileceği
düşüncesini yaratacak tır. Zinde görünmek her şeyden önce sağlıklı olmayı,
olumlu düşünmeyi, giyimimize özen göstermeyi, başkalarıyla olumlu iletişim
kurmayı gerektirir.
– Kilo: Kilonuz boyunuza ve yapınıza göre çok düşük veya çok
fazlaysa, bu durumu olumlu yönde değiştirmek için çaba harcamak gerekir. Böyle
bir durum da, beslenme alışkanlığını değiştirmek ve düzenli olarak spor yapmak
çok yararlı olacaktır. Ayrıca, bu konuda, vücudumuzun olumlu yanlarını
yansıtacak bir giyinme, duruş ve oturuş tarzının da önemli olduğunu belirtmek
gerekir.
– Boy: Çok kısa ya da uzun boylu olabiliriz. Bu özellikler,
bize sorun yarat mamalıdır. Örneğin, kısa boylu bir erkeğin, yüksek ökçeli
ayakkabılar giymesi ya da çok uzun boylu birisinin de kamburunu çıkartarak
yürümesi gibi. Burada önemli olan kendi fiziğimizden memnun olmak, giyim, duruş
ve diğer değiştirilebilir ya da geliştirilebilir bir takım şeylerle bu sorunu
ortadan kaldırmaya çalışmak gerekir.
– Gözlükler: Gözlüklerin yüze iyi oturup oturmadığı, yakışıp,
yakışmadığı temiz ya da kirli oluşu ve günün modasına uygun olup olmadığına
dikkat etmek gerekir. Eski moda gözlükler kişiyi yaşlı gösterir. Yüzün önemli
bir bölümünü kaplayan gözlükler de başkaları üzerinde iyi bir izlenim yaratmaz.
Ayrıca, boyuna takılan süslü gözlük zincirleri de kullanmaktan kaçınmak
gerekir.
– Giysilerin Uygunluğu: Vücuda oturan ve zarif bir bolluk
taşıyan giysiler, vücuda fazlasıyla oturan dar giysilere oranla çok daha olumlu
bir izlenim yaratır. Pantolon, ceket ve etek boylarının ne uzun ne de kısa
olmaması gerekir. Giysilerin bakımına önem göstermek de son derece önemlidir.
Bütün giysilerin temiz ve ütülü olup olmadığına, leke ve ter izi olmamasına,
eksik düğme, kıvrılma, sökük ilik ya da çekik iplik olmamasına özen göstermek
gerekir
Sözsüz iletişim, sözlü olarak
gerçekleştirilmeyen bir iletişim şeklidir Sözsüz iletişim ne sesli dil
üzerinden ne de işaret dili ya da yazı dili üzerinden gerçekleştirilir Dilsel
işaretlerin bu sistemlerin birinden diğer bir yönteme çevrildiği bu anlaşma
sistemleri, örneğin sesli dile karşılık gelen işaretler aynı biçimde sözsüz
iletişimden sayılmaz Çünkü bu iletişimlerde kendilerinin de türediği o sözlü
sistemlerin kodlanması söz konusudur Ayrıca yazılı resim, ses durumu ve konuşma
tutumu da başlıca –sözsüz– yapay dilsel iletileri insanlara ulaştırabilir Bunu
sözlü iletilen bilgileri tamamlayan sözlü ve sözsüz payların yanı sıra resimli
yazılarda ve işaret sistemlerinde de olduğu gibi gerçekleştirmektedir
Farklı işaretlerin ve sembollerin ve
de bilgi grafiklerinin kullanımı da bir diğer düzeyde sözsüz iletişim olarak
tanımlanmaktadır Kavramın diğer bir yorumu, ses bakımından önemli olmayan
iletişimle sözsüz iletişimin ve ses dilsel iletişimli sözlü iletişimin eşit
değerlere sahip olmasıdır Bu yorum günlük dilde yaygındır, fakat dilbilimde
kavramın kullanım biçimine uygunluk göstermemektedir
Kavram geniş anlamda tutum sergileyen
canlı varlığın iç durumları hakkında bilgi veren dilsel olmayan her tutumun
sözsüz iletişimini tanımlamaktadır Bu yorumda sözsüz iletişim vardır İletişimin
alıcısı bir diğerinin tutumundan ya da bir diğerinin algılanan sonuçlarından
anahtarlar aldıkça göndericinin iletişimsel amacı bu durumda gerekli değildir
İletişim anlamında yüz kızarması, çekingenlikten ya da vicdanın rahatsız
olmasından, elbise ve aksesuar gibi dış görüntüsünün biçiminden, saç şeklinden,
dövmelerden ve deriyi kazımadan, yaşadığı evin mimarisine ve bir gruba ait
olmayı ya da belli bir yaşam duygusunu ifade eden mimarideki biçimsel önlemlere
kadar, birçok durum buna örnek verilebilir
Mesaj taşıyıcıları, sadece jestler,
mimikler, göz teması ya da gülme gibi dilsel olmayan seslendirmeler, istemli
olarak kontrol edilebilir açıklamalar değildir, dahası o tutumların kavramının
kullanış biçimi sözsüz iletişim olarak kabul görebilmektedir Paul Watzlawick’in
ünlü sözüne göre insan iletişimi bu olguya dayanır Watzlawick’in görüşlerinden
yola çıkarak sözsüz iletişim bazen analog iletişim olarak, sözlü iletişim ise
dijital iletişim olarak tanımlanmaktadır
KAYNAKÇA
2. http://www.forumdas.net/forum/konu/sozsuz-iletisim-sozsuz-iletisim-nedir.118106/#ixzz3wIoRUvmh
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder