6 Ocak 2016 Çarşamba

5 - BİREYLER ARASI İLETİŞİM - Fatma DİNÇ FİNAL

AKSARAY SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU

ADI: FATMA
 SOYADI: DİNÇ
 BÖLÜM: Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı
 NUMARA: 140608055
 DERS: Araştırma ve Yöntem Teknikleri
 KONU: Bireyler Arası İletişim
Yrd. Doç. Dr. Veysel ÇAKMAK
FİNAL



ÖZET
   İletişim insan hayatının her anının kapsar. Çünkü iletişim hayatımızın bir parçası. Bireyler iletişim kurma nedenleri daha çok biyolojik ihtiyaç, öğrenmek, öğretmek, haber vermek ve paylaşmak için iletişim kurarız.
   Yüz yüze iletişimde bilgi değişimin yapılabilmesi için jest ve mimikler ve beden dilini kullanırız.
   Kişiler arası iletişim iki yönlüdür.  Yüz yüze iletişimde karşılıklı konuşmasıdır. Yüz yüze iletişimde bilgi alışverişinde bulunuruz. Genel olarak kişilerarası iletişimin gerçekleşmesi için tarafların iletişim kurması gerekir.
İletişim bir toplulukta veya bir grupta oldukça önemlidir ve sosyal açıdan olmazsa olmaz bir nitelik taşımaktadır. Kişi, sosyal çevrede sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için iletişim kurmak zorundadır. İletişim hayatın vazgeçilmez bir gereğidir. Ayrıca ruhsal - bedensel ihtiyaçları gidermek için iletişim oldukça gereklidir. Toplumsal kanun ve kuralları sağlıklı bir biçimde işletebilmek için gereklidir.













BİREYLERARASI İLETİŞİM

İLETİŞİM
Bireyler arasında bilgi ermek amacıyla gerçekleştirilen sürece denilmektedir.İletişimi bilgi, bakımından açıklanmaya çalışan araştırmacılar genel olarak şu şekilde tanımlanmışlardır. İletişim bilgi üretme aktarma ve anlamlandırma sürecidir.Bir ihtiyaçtan kaynaklanan iletişim bir kişiden diğerine anlamların iletilmesidir.İletişim bilginin fikirlerin duyguların becerilerin simgeler kullanılarak aktarılmasıdır.
 İletişim insan hayatının her anını kapsayan insanların belirli ilişkileri sürdürmeleri ve bir yapı içinde anlaşmaları sağlamak için gerekli olan temel bir ögedir. İletişim insanın kendine özgü olan toplumsallaşmasının bir yansımasıdır.(genel iletişim kitabı Erkan Akgöz –murat sezgin
İletişim nedir
İletişim, teknik olarak kaynaklar arasındaki “veri” ya da “mesaj” alış verişi olarak tanımlanmaktadır. Ancak bu tanım biraz daha somutlaştırılıp basite   indirgendiğinde iletişimle ilgili olarak şu söylenebilir.

İki ya da daha fazla kişi arasındaki iletişime kişiler arası iletişim denmektedir. Kişilerden biri mesaj veren, diğeri ise mesajı alan konumundadır.

Bu karşılıklı bir etkileşim olduğundan mesajı alan ve veren sürekli değişmektedir. Bazen biz karşımızdaki insana mesaj iletiriz, bazen de karşımızdaki insan bize mesaj iletir.

Sonuçta bu karşılıklı etkileşimin toplamında ortaya “iletişim” çıkar. Buradaki “mesaj”dan kast edilen şey,
birbirimize söylediklerimiz ve yapıp ettiklerimizdir.
İLETİŞİM TÜRLERİ:
1.Sözel iletişim:
 Kullandığımız sözcüklere, ses tonumuza, sesimizdeki inişve çıkışlara işaret eder. Konuşma, müzik yazı t.v ve videoyu sözel iletişime örnek verebiliriz. Burada kişinin ne söylendiğine odaklanır.
A. Dil :(Kullandıkları kelimeler, söyledikleri sözler)
B. Dil ötesi :(Sesin niteliği ile ilgilidir).
2. Sözel olmayan iletişim:
 Sözsüz iletişim ise, beden diline, yani hareket tarzımıza, yüz ifademize, bedenimizin duruş şekline jestlerimize vb. ne işaret denir.Etkin bir şekilde iletişim yürütmek için, sözel ve sözel olmayan mesajlar uyum içinde olmalıdır. İletişimdeki sorunların birçoğu, davranışlarımıza ters düşmesi sonuncunda ortaya çıkar.
AÇIK VE ANLAŞILIR BİR İLETİŞİM ÖNÜNDEKİ ENGELLER:
* Dinlemeden eleştirmek,
* Sürekli olumsuz davranışlarla ilgilenmek,
* Geçmişte yaşanan ya da söylenenleri tekrar tekrar gündeme getirmek,
* Duygu ve düşünceleri açıkça ifade etmekyerine ima etmek,
* Karşı tarafın kişiliğine toptancı eleştirilerdebulunmak (sen hep böylesin, sen hep böyle yaparsın... vb.)
* Karşımızdaki kişinin ne düşündüğünü ya da ne hissettiğini dikkate almamak,
* Her zaman kendimizin haklı olduğunu düşünmek, haklı çıkmak için her yolu denemek.
Yukarda sıralanan maddelerden de anlaşıldığı üzere, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinde karşı tarafı dikkate almamaları her zaman sorunlara neden olmaktadır. 

Bu sorunlar da, insanların günlük yaşamlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Eşler arasında, anne ve babalarla çocuklar arsında, öğrencilerle öğretmenler arasında, çalışanlarla yönetenler arasında en çok yaşanan sorunlar iletişimden kaynaklanan sorunlardır.
(http://www.egitimpusulasi.net/?Syf=15&cat_id=858&baslik_name=S2nFn2lsZXIgQXJhc8SxIMSwbGV0acWfaW0gTmVkaXI)

KİŞİLERARASI İLETİŞİM NEDİR

İletişimin en yalın tanımı, iki birim arasındaki bilgi, duygu, düşünce alışverişidir. Ancak burada söz edilen iletişim kişiler arasındaki iletişim olduğu için bu tanımı da vermek gerekir. Kişiler arası iletişim ise bir kişinin bir başkası ya da başkalarına niyetli ya da niyetsiz olarak sözel ya da sözel olmayan mesajlarını iletmesi ve onun ya da onların mesajlarını alması süreci biçiminde tanımlanabilir. Metin içindeki iletişim kavramı kişiler arası iletişim yerine kullanılacaktır.
Kişiler arası iletişim bazı öğelerden oluşmaktadır. Öncelikle söyleyecek sözü, iletilecek duygusu olan ve kısaca mesajı olan bir kaynak kişi vardır. Bu kişi mesajlarını sözel ya da sözel olmayan yollarla verebilir. Verdiği mesajın bir içeriği vardır ve içeriğini tam olarak aktaramayabilir. İletişimde ayrıca mesajı alan kişi ya da kişiler olur. Bu alıcılar da mesajı, veren doğru biçimde sunsa da tam olarak anlayamayabilirler. Mesajı veren, mesajı alanın tepkisi sonucu mesaj alan kişi yerine de geçer. Böylece iletişim içinde taraflar mesajı alan ve veren rollerinde olurlar. Elbette bu mesaj alış verişi bir ortamda gerçekleşir. Bu ortam fiziksel ya da psikolojik olarak ele alınabilir. Psikolojik ortam daha çok duygusal ton ile ilgilidir. Tarafların birbirlerini anlayıp anlamadıklarına ilişkin geri bildirimler vermeleri de bu tanımın içinde yer almaktadır. Kaynak: http://notoku.com/kisiler-arasi-iletisim/#ixzz3w6DoGUDB
2- Kişilerarası İletişim
Sosyal bir varlık olan insanın olmazsa olmaz eylemi olan iletişim; bir bilginin, bir oluşumun, sembol, simge, göstergeler ve davranışlar yoluyla aktarılıp anlamlandırılması sürecidir. Kişilerarası iletişim ise; iletişim sürecinde yer alan bireylerin karşılıklı olarak anlam yaratıp, bu anlamları paylaşabilmek için etkileşim ve ilişkiye geçip (Orbe, 2005: 27), birbirlerine bilgileri aktarabilmeleridir. Bireyleri iletişime yönelten sayısız sebepler vardır. Örneğin; Mc Adams (1989),insanların birbirleri ile etkileşim içerisinde olmalarını gerektiren eğilimleri, duygusallık, aktivite, dürüstlük ve sosyallik olarak belirli başlıklar altında toplamıştır (Gürüz ve Temel, 2011: 54). Bireyler başlangıçta, temel gereksinmelerini karşılamak için iletişime geçse de daha sonra ihtiyaçlar hiyerarşisi (İmamoğlu, 2008: 1) doğrultusunda, şefkat, güvenlik, doyum ve kendini gerçekleştirme, sosyal bir varlık haline gelebilme ve kimlik kazanıp özerkleşme ihtiyacını karşılamak için iletişim kurmaya devam etmektedirler. Kişilerarası iletişimin temelinde; süreklilik, değişim, iletişim dizgeleri arasında akışkanlık, ard zamanlı olarak anlamlandırma ve devingenlik süreci yaşanmaktadır. Aynı zamanda iletişim sürecini etkileyebilecek olan, bireyin bilişsel, duygusal ve davranışsal özellikleri, kişiliği, inançları, değerleri, edintileri ve diğer kültürel kodlar gibi bağlamsal etmenlerde iletişim sürecindeki akışkanlığa boyut kazandırmakta ve (Çubukçu, 2006: 75), yaşamı zenginleştiren ya da fakirleştiren etmenler olarak belirmektedir.
Toplumsal bir harç olan iletişim, bireylerin bir araya gelmesinde katkı yaşattığı gibi, insan etkileşiminde devamlılık sağlayarak her türlü birikimleri sonraki kuşaklara aktaran, değişim ve gelişimi yaratan, itici bir güç olarak ifade edilebilir. Bireyler yaşamları boyunca etkileşmek ve iletişim kurmak zorundadırlar. İletişim yoluyla düşünsel güçlerini ve duygularını açığa çıkararak kendilerini tanıtabilmekte, muhataplarının ihtiyaç, beklenti ve amaçlarının ne olduğunu anlayabilmekte, sonuçta da ya birbirlerini mutlu edip doyuma ulaşmakta ya da iletişim yeteneklerinin yoksunluğuna bağlı olarak mutsuz, doyumsuz olup içsel çatışmaya sürüklenip yabancılaşma ve yalnızlaşmaya itilmektedir. Farklı bir ifade ile, kurduğumuz iletişim yoluyla başkalarının bizi nasıl algıladıklarına bağlı olarak, kendimiz hakkında bilgi edinir, alacağımız olumlu ya da olumsuz geri bildirim ve tepkilere göre kendi benliğimize ilişkin öz imgemizi, öz saygımızı, özgüvenimizi oluştururuz (Özşaker, 2013: 4).
 Ahsen ARMAĞAN
KİŞİLERARASI İLETİŞİM
 İnsan yaşamını gözden geçirdiğimizde, kişilerarası ilişkilerin hem sıkıntılarda, hem de mutluluklarda çok büyük bir yer kapladığını görüyoruz. Sanata, edebiyata konu olan ve günlük hayatımızı da önemli ölçüde etkileyen sevgi, aşk, öfke, zafer duygusu, kayıp acısı, utanma, intikam duygusu gibi duygular, diğer kişilerle olan ilişkilerimiz sonucunda uyanan duygulardır. Aslında insan yaşamının kendisi kişilerarası ilişkiler üzerine kurulmuştur. Yaşam içinde kişiyi en fazla etkileyen olaylara baktığımızda da karşımıza, kişilerarası ilişkilerin belli biçimler almasıyla gelişen olaylar çıkmaktadır: Evlilik, doğum, iş hayatının başlaması ya da bitmesi, boşanma, kavga, cinayet, savaş vb.. Yalnız olduğunuzda bile, diğer insanları duygu, düşünce ve hayallerinize konuk edersiniz. Kişilerarası ilişkilerin egemenliğini sürdürdüğü bir dünyada da elbette sorunların birçoğunun kaynaklandığı ya da yuvalandığı yerler ilişkilerdir.

Eğer bir iletişim durumu söz konusu ise, burada mesajı verenin davranışı, mesajı alanın davranışından bağımsız olamaz. Bütün iletişim durumlarında veren ve alan arasında bir etkileşim söz konusudur. Kendinizi sınıfta bir sunuş yaparken hayal edin. Orada, dinleyicilerle sizin aranızda çift yönlü bir mesaj alışverişi yaşanır. Dinleyicilerden aldığınız geribildirimler sizde belli etkiler yaratır. Örneğin, bazılarının gözlerinin kapandığını ya da kendi aralarında konuşmaya başladıklarını görürseniz, bu onların sıkıldıkları mesajını veren olumsuz bir geribildirim olur. Aldığınız bu geribildirim sizin duygu ve düşüncelerinizi etkileyerek davranışlarınızda bazı değişiklikler ortaya çıkarır. Ya siz de canlılığınızı yitirirsiniz, ya da dinleyicilerin dikkatini kazanmak için anlatımınızı cazip hale getirmeye çalışırsınız. Sizin davranışlarınızdaki değişiklik de dinleyiciler için yeni bir mesaj oluşturarak onların duygu, düşünce ve davranışlarında yeni etkiler yaratır. Görüldüğü gibi dairesel mesaj alışverişi, iletişimi durağan değil dinamik bir süreç haline getirmektedir. Bu süreç içinde siz de dinleyiciler de hem mesaj alan hem de veren rolündesinizdir. Kişi bu rolü üstlendiği bütün durumlarda iletişim süreci içindeki diğer kişi ya da kişileri etkileme potansiyelini de taşır. Kuşkusuz kişiler dışında iletişimi etkileyen başka unsurlar da vardır (kültür, ilişkinin türü ve roller, mevsim, yer, hava durumu v.s.) Ancak burada ele alacağımız etkiler kişilerin kontrolü altında olan davranışsal etkilerdir.
BİLKENT ÜNİVERSİTESİ Hazırlayan: Yeşim Taş K.Giffin ve B.R Pattan‘’Fundamentals of Interpersano Communication ’’adlı kitaptan yaralanılarak hazırlanmıştır.Yayınlara
Kişilerarası İletişim
  Sosyal varlık olarak insan, yaşamının her döneminde iletişim süreçlerini sürdürmektedir. Bu süreçlerde hem kendi etkilenmekte hem de diğer bireyler etkilemektedir. İletişim kurması için sürekli etkileşim halinde bulunması gerekir. . İletişim en temelde insanın var oluşunu sürdürebilmesi için etkileşim içinde bulunması zorunluluktur.

      Bireyler arasında gerek yüz yüze gerekse araç kullanılarak yapılan her türlü iletişim sürecinde; algılama, seçme, düşünme ve yorumlama süreçlerinde ürettiği iletileri psikolojik ve sosyal süreçlerden alıpyorumlayan ve bunlara sözlü, sözsüz tepkide bulunan davranışlar ile iletişimi sürdürülmektedir. Bireyin bu süreçleri sürdürmesi onun başarılı bir iletişim kurduğu anlamına gelememelidir. Çünkü bu süreçler bireyler arasında ki iletişimin gerekli koşullardır.


      Dökmen, bireyler arası iletişim sınıflamasını sözlü ve sözsüz olmak üzere iki şekilde yapmaktadır. Sözlü iletişim “dil ve dil ötesi” olarak, Sözsüz iletişim ise “yüz ve beden, bedensel temas, mekân kullanımı ve araçlar” alt sınıflamalarda ele alınmaktadır. Dil ile iletişimde kişilerin “ne söylediği”, dil-ötesi iletişimde ise “nasıl söylendiği” önem taşımaktadır. Kullanılan sesin tonu, hızı, kelimelere yapılan vurgulamalar ,ses tonunun alçalıp yükselmesi dil-ötesi iletişim olarak değerlendirilmektedir. (2)

       Özetlersek, sosyal bir varlık olan insanın yaşamı için iletişim süreçlerini sürdürmek zorundadır. İletişimi ise bireyler arası sağlaması gerekir. Algılama, seçme, düşünme ve yorumlama süreçlerinde ürettiği iletileri psikolojik ve sosyal süreçlerden alıp yorumlayan ve bunlara sözlü, sözsüz tepkide bulunan davranışlar ile iletişimi sürdürülmektedir.

Dipnotlar 

    1- Dökmen, Üstün. Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati. İkinci basım. İstanbul: Sistem Yayıncılık, 1995.
     2- Dökmen, a.g.e.















KAYNAKÇA
1) Genel İletişim Kitabı(Erkan AKGÖZ – Murat SEZGİN)
2) Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi (Ahsen ARMAĞAN)
3)BİLKENT ÜNİVERSİTESİ Hazırlayan: Yeşim Taş K.Giffin ve B.R Pattan‘’Fundamentals of Interpersano Communication ’’adlı kitaptan yararlanılarak hazırlanmıştır. Yayınlara DÖNÜŞ
4)Ankara Üniversitesi Ülkü Doğanay Demokratik Usuller
Üzerine Yeniden Düşünmek, İmge Kitabevi Yayınları 2003
5)http://notoku.com kişilerarası iletişim
6)http://eğitim pusulası.com
7) 1Dökmen Üstün Sanatta ve Günlük Yaşamada İletişim Çatışmaları ve Empati ikinci basım İstanbul: sistem yayıncılık 1995
    2 Dökmen a.g.e

1 yorum: