AKSARAY SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU
ADI: FATMA
SOYADI: DİNÇ
BÖLÜM: Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı
NUMARA: 140608055
DERS: Araştırma ve Yöntem Teknikleri
KONU: Bireyler Arası İletişim
BİREYLERARASI
İLETİŞİM
İLETİŞİM
Bireyler
arasında bilgi ermek amacıyla gerçekleştirilen sürece denilmektedir.İletişimi
bilgi, bakımından açıklanmaya çalışan araştırmacılar genel olarak şekilde tanımlanmışlardır.
İletişim bilgi üretme aktarma ve anlamlandırma sürecidir.Bir ihtiyaçtan
kaynaklanan iletişim bir kişiden diğerine anlamların iletilmesidir.İletişim
bilginin fikirlerin duyguların becerilerin simgeler kullanılarak aktarılmasıdır.
İletişim insan hayatının her anını kapsayan
insanların belirli ilişkileri sürdürmeleri ve bir yapı içinde anlaşmaları
sağlamak için gerekli olan temel bir ögedir. İletişim insanın kendine özgü olan
toplumsallaşmasının bir yansımasıdır.(genel iletişim kitabı Erkan Akgöz –murat
sezgin
İLETİŞİM TÜRLERİ:
1.Sözel iletişim:
Kullandığımız
sözcüklere, ses tonumuza, sesimizdeki inişve çıkışlara işaret eder. Konuşma,
müzik yazı t.v ve videoyu sözel iletişime örnek verebiliriz. Burada kişinin ne söylendiğine
odaklanır.
a. Dil :(Kullandıkları kelimeler, söyledikleri sözler)
b. Dil ötesi
:(Sesin niteliği ile ilgilidir).
2. Sözel olmayan iletişim:
Sözsüz iletişim
ise, beden diline, yani hareket tarzımıza, yüz ifademize, bedenimizin duruş
şekline jestlerimize vb. ne işaret denir.Etkin bir şekilde iletişim yürütmek
için, sözel ve sözel olmayan mesajlar uyum içinde olmalıdır. İletişimdeki
sorunların birçoğu, davranışlarımıza ters düşmesi sonuncunda ortaya çıkar.
2- Kişilerarası İletişim
Sosyal bir varlık olan insanın olmazsa olmaz
eylemi olan iletişim; bir bilginin, bir oluşumun, sembol, simge, göstergeler ve
davranışlar yoluyla aktarılıp anlamlandırılması sürecidir. Kişilerarası
iletişim ise; iletişim sürecinde yer alan bireylerin karşılıklı olarak anlam
yaratıp, bu anlamları paylaşabilmek için etkileşim ve ilişkiye geçip (Orbe,
2005: 27), birbirlerine bilgileri aktarabilmeleridir. Bireyleri iletişime
yönelten sayısız sebepler vardır. Örneğin; Mc Adams (1989),insanların
birbirleri ile etkileşim içerisinde olmalarını gerektiren eğilimleri, duygusallık,
aktivite, dürüstlük ve sosyallik olarak belirli başlıklar altında toplamıştır
(Gürüz ve Temel, 2011: 54). Bireyler başlangıçta, temel gereksinmelerini
karşılamak için iletişime geçse de daha sonra ihtiyaçlar hiyerarşisi (İmamoğlu,
2008: 1) doğrultusunda, şefkat, güvenlik, doyum ve kendini gerçekleştirme,
sosyal bir varlık haline gelebilme ve kimlik kazanıp özerkleşme ihtiyacını
karşılamak için iletişim kurmaya devam etmektedirler. Kişilerarası iletişimin
temelinde; süreklilik, değişim, iletişim dizgeleri arasında akışkanlık, ard
zamanlı olarak anlamlandırma ve devingenlik süreci yaşanmaktadır. Aynı zamanda
iletişim sürecini etkileyebilecek olan, bireyin bilişsel, duygusal ve
davranışsal özellikleri, kişiliği, inançları, değerleri, edintileri ve diğer
kültürel kodlar gibi bağlamsal etmenlerde iletişim sürecindeki akışkanlığa
boyut kazandırmakta ve (Çubukçu, 2006: 75), yaşamı zenginleştiren ya da
fakirleştiren etmenler olarak belirmektedir.
Toplumsal
bir harç olan iletişim, bireylerin bir araya gelmesinde katkı yaşattığı gibi,
insan etkileşiminde devamlılık sağlayarak her türlü birikimleri sonraki
kuşaklara aktaran, değişim ve gelişimi yaratan, itici bir güç olarak ifade
edilebilir. Bireyler yaşamları boyunca etkileşmek ve iletişim kurmak
zorundadırlar. İletişim yoluyla düşünsel güçlerini ve duygularını açığa
çıkararak kendilerini tanıtabilmekte, muhataplarının ihtiyaç, beklenti ve
amaçlarının ne olduğunu anlayabilmekte, sonuçta da ya birbirlerini mutlu edip
doyuma ulaşmakta ya da iletişim yeteneklerinin yoksunluğuna bağlı olarak
mutsuz, doyumsuz olup içsel çatışmaya sürüklenip yabancılaşma ve yalnızlaşmaya
itilmektedir. Farklı bir ifade ile, kurduğumuz iletişim yoluyla başkalarının
bizi nasıl algıladıklarına bağlı olarak, kendimiz hakkında bilgi edinir,
alacağımız olumlu ya da olumsuz geri bildirim ve tepkilere göre kendi
benliğimize ilişkin öz imgemizi, öz saygımızı, özgüvenimizi oluştururuz
(Özşaker, 2013: 4).
Ahsen ARMAĞAN
KİŞİLERARASI İLETİŞİM
İnsan yaşamını gözden geçirdiğimizde,
kişilerarası ilişkilerin hem sıkıntılarda, hem de mutluluklarda çok büyük bir
yer kapladığını görüyoruz. Sanata, edebiyata konu olan ve günlük hayatımızı da
önemli ölçüde etkileyen sevgi, aşk, öfke, zafer duygusu, kayıp acısı, utanma,
intikam duygusu gibi duygular, diğer kişilerle olan ilişkilerimiz sonucunda
uyanan duygulardır. Aslında insan yaşamının kendisi kişilerarası ilişkiler
üzerine kurulmuştur. Yaşam içinde kişiyi en fazla etkileyen olaylara
baktığımızda da karşımıza, kişilerarası ilişkilerin belli biçimler almasıyla
gelişen olaylar çıkmaktadır: Evlilik, doğum, iş hayatının başlaması ya da
bitmesi, boşanma, kavga, cinayet, savaş vb.. Yalnız olduğunuzda bile, diğer
insanları duygu, düşünce ve hayallerinize konuk edersiniz. Kişilerarası
ilişkilerin egemenliğini sürdürdüğü bir dünyada da elbette sorunların
birçoğunun kaynaklandığı ya da yuvalandığı yerler ilişkilerdir.
Eğer bir iletişim durumu söz konusu ise, burada mesajı verenin davranışı, mesajı alanın davranışından bağımsız olamaz. Bütün iletişim durumlarında veren ve alan arasında bir etkileşim söz konusudur. Kendinizi sınıfta bir sunuş yaparken hayal edin. Orada, dinleyicilerle sizin aranızda çift yönlü bir mesaj alışverişi yaşanır. Dinleyicilerden aldığınız geribildirimler sizde belli etkiler yaratır. Örneğin, bazılarının gözlerinin kapandığını ya da kendi aralarında konuşmaya başladıklarını görürseniz, bu onların sıkıldıkları mesajını veren olumsuz bir geribildirim olur. Aldığınız bu geribildirim sizin duygu ve düşüncelerinizi etkileyerek davranışlarınızda bazı değişiklikler ortaya çıkarır. Ya siz de canlılığınızı yitirirsiniz, ya da dinleyicilerin dikkatini kazanmak için anlatımınızı cazip hale getirmeye çalışırsınız. Sizin davranışlarınızdaki değişiklik de dinleyiciler için yeni bir mesaj oluşturarak onların duygu, düşünce ve davranışlarında yeni etkiler yaratır. Görüldüğü gibi dairesel mesaj alışverişi, iletişimi durağan değil dinamik bir süreç haline getirmektedir. Bu süreç içinde siz de dinleyiciler de hem mesaj alan hem de veren rolündesinizdir. Kişi bu rolü üstlendiği bütün durumlarda iletişim süreci içindeki diğer kişi ya da kişileri etkileme potansiyelini de taşır. Kuşkusuz kişiler dışında iletişimi etkileyen başka unsurlar da vardır (kültür, ilişkinin türü ve roller, mevsim, yer, hava durumu v.s.) Ancak burada ele alacağımız etkiler kişilerin kontrolü altında olan davranışsal etkilerdir. BİLKENT ÜNİVERSİTESİ Hazırlayan: Yeşim Taş K.Giffin ve B.R Pattan‘’Fundamentals of Interpersano Communication ’’adlı kitaptan yaralanılarak hazırlanmıştır.Yayınlara DÖNÜŞ
Eğer bir iletişim durumu söz konusu ise, burada mesajı verenin davranışı, mesajı alanın davranışından bağımsız olamaz. Bütün iletişim durumlarında veren ve alan arasında bir etkileşim söz konusudur. Kendinizi sınıfta bir sunuş yaparken hayal edin. Orada, dinleyicilerle sizin aranızda çift yönlü bir mesaj alışverişi yaşanır. Dinleyicilerden aldığınız geribildirimler sizde belli etkiler yaratır. Örneğin, bazılarının gözlerinin kapandığını ya da kendi aralarında konuşmaya başladıklarını görürseniz, bu onların sıkıldıkları mesajını veren olumsuz bir geribildirim olur. Aldığınız bu geribildirim sizin duygu ve düşüncelerinizi etkileyerek davranışlarınızda bazı değişiklikler ortaya çıkarır. Ya siz de canlılığınızı yitirirsiniz, ya da dinleyicilerin dikkatini kazanmak için anlatımınızı cazip hale getirmeye çalışırsınız. Sizin davranışlarınızdaki değişiklik de dinleyiciler için yeni bir mesaj oluşturarak onların duygu, düşünce ve davranışlarında yeni etkiler yaratır. Görüldüğü gibi dairesel mesaj alışverişi, iletişimi durağan değil dinamik bir süreç haline getirmektedir. Bu süreç içinde siz de dinleyiciler de hem mesaj alan hem de veren rolündesinizdir. Kişi bu rolü üstlendiği bütün durumlarda iletişim süreci içindeki diğer kişi ya da kişileri etkileme potansiyelini de taşır. Kuşkusuz kişiler dışında iletişimi etkileyen başka unsurlar da vardır (kültür, ilişkinin türü ve roller, mevsim, yer, hava durumu v.s.) Ancak burada ele alacağımız etkiler kişilerin kontrolü altında olan davranışsal etkilerdir. BİLKENT ÜNİVERSİTESİ Hazırlayan: Yeşim Taş K.Giffin ve B.R Pattan‘’Fundamentals of Interpersano Communication ’’adlı kitaptan yaralanılarak hazırlanmıştır.Yayınlara DÖNÜŞ
ÖZET
İletişim insan hayatının her anının kapsar.Çünkü
iletişim hayatımızın bir parçası. Bireyler iletişim kurma nedenleri daha çok
biyolojik ihtiyaç, öğrenmek, öğretmek, haber vermek ve paylaşmak için iletişim
kurarız.
Yüz
yüze iletişimde bilgi değişimin yapılabilmesi için jest ve mimikler ve beden
dilini kullanırız.
Kişiler
arası iletişim iki yönlüdür. Yüz yüze
iletişimde karşılıklı konuşmasıdır. Yüz yüze iletişimde bilgi alışverişinde
bulunuruz. Genel olarak kişilerarası iletişimin gerçekleşmesi için tarafların
iletişim kurması gerekir.
KAYNAKÇA
1) Genel İletişim Kitabı(Erkan AKGÖZ – Murat
SEZGİN)
2) Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
(Ahsen ARMAĞAN)
3)BİLKENT ÜNİVERSİTESİ Hazırlayan: Yeşim Taş
K.Giffin ve B.R Pattan‘’Fundamentals of Interpersano Communication ’’adlı
kitaptan yararlanılarak hazırlanmıştır. Yayınlara DÖNÜŞ
4)Ankara Üniversitesi Ülkü Doğanay Demokratik
Usuller
Üzerine Yeniden Düşünmek, İmge Kitabevi
Yayınları 2003
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder